Nesneler üzerinde düşünmek kolaydır. Bir ekmek ile ilgili cümleleri kurmakta insan zorlanmaz. Ama kalbe, ruha, akla, zihne, tasarıma, hayal etmeye, psikolojiye, sanat, felsefe ve estetik konularına vâkıf olmak kolay değildir. Bu alanlarda fikir yürütmek, imajlar ve cümleler üretmek dilin en zor alanıdır. Ruhsal olayları sıfatlarla biçimlendirmek çok zordur. Bu yüzden felsefi şiir ve felsefi roman çok azdır. Çünkü felsefe yapacak zekâ ve dil olmadıkça şiir de olmaz. Felsefi roman en az yazılan romandır çünkü zihnin fil dişi kulesindeki bahislerde roman yazması zordur.
Paragrafta geçen altı
çizili kelimelerin köklerinin sözcük türlerini karşılarındaki boşluğa
yazın.
Üzerinde:
Ekmek:
İlgili:
Zorlanmaz:
Tasarıma:
Konularına:
Alanlarda:
Üretmek:
Zor:
Olayları:
Biçimlendirmek:
Yüzden:
Azdır:
Yapacak:
Dil:
Yazılan:
Zihnin:
Sürücülerin özellikle gün doğumunda ve gün batımında güneş ışığından etkilenmemek için kullandıkları güneşlikler faydalı olsa da bu güneşliklerin görüş alanını kısıtladığı bir gerçek. Bir firmanın geliştirdiği sanal güneşlik bu sorunu hayli teknolojik ama maliyetli bir yöntemle çözüyor. LCD ekran, kamera ve görüntü işleme tekniklerinin birlikte kullanılmasıyla geliştirilen sanal güneşlik sadece güneş ışığının sürücünün gözüne gelen kısmını kapatıyor. Böylece sürücünün gözlerinin kamaşması engellenerek yolu rahatlıkla görmesi sağlanıyor. Sanal güneşlik son derece güzel bir çözüm olsa da . Yine de etrafımızda gördüğümüz sıradan aletlerin yeni teknolojilerle iyileştirilebilme potansiyel-ini göstermesi açısından güzel bir örnek.
Parçada verilen altı
çizili sözcüklere getirilen yapım eklerinin türünü yazın.
Sürücülerin:
Doğumunda:
Batımı:
Etkilenmemek:
Güneşlikler:
Görüş:
Kısıtladığı:
Maliyetli:
Yöntemle:
Görüntü:
Birlikte:
Işığının:
Kısmını:
Engellenerek:
Görmesi:
Sağlanıyor:
Çözüm:
Sıradan:
Açısından:
Hayatımız, bitimsiz gibi duran raylar üzerinde giden trenin bilinen durağa doğru yolculuğudur aslında. Bu seyahatte bazen yüksek köprülerden geçilir, bazen küçük bir dereye refakat edilir bir süreliğine, bazen de kapkaranlık bir tünel karşılar bizi. Bu tünel ki sonunda küçük bir ışık görünür, bu hem ümidi hem tükenişi göstermeli. Ümit; aydınlığa kavuşma sevincini karşılıyor. Felsefe ise tünelin kendisidir biraz. Tünelin ucundaki ışığa ulaşmak ama ulaşırken o karanlıktan da farklı bir haz duyacak.
Parçada geçen altı çizili sözcüklerin aldığı çekim eklerini karşısına yazın.
Hayatımız:
Raylar:
Trenin:
Durağa:
Yolculuğudur:
Seyahatte:
Geçilir:
Dereye:
Karşılar:
Sonunda:
Tükenişi:
Göstermeli:
Aydınlığa:
Sevincini:
Karşılıyor:
Tünelin:
Ümidi:
Ucundaki:
Karanlıktan:
Duyacak:
Einstein, hayatı yaşama konusunda iki ihtimalden bahseder ve şöyle der: “Hayatınızı iki şekilde yaşayabilirsiniz: Birincisi, her şeyin sıradan olduğunu düşünerek; ikincisi, her şeyin olağanüstü veya mucize olduğunu görerek.” Kur’an-ı Kerim de bize yaşadığımız âlemde her şeyin harikulade bir düzen içerisinde meydana geldiğini söyler. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim'de tekrarı pek çok olan “Düşünmez misiniz?”, “Akletmez misiniz?”, “Akıl sahipleri için şüphesiz bunda ibretler vardır!” anlamındaki ayetler insanı kâinattaki bu işleyişi görmeye teşvik eder.
Parçada geçen altı çizili sözcüklerin yapısını
karşısındaki boşluğa yazın.
Hayatı:
Yaşama:
Bahseder:
Şekilde:
Yaşayabilirsiniz:
Sıradan:
İkincisi:
Olağanüstü:
Olduğunu:
Yaşadığımız:
Âlemde:
İçerisinde:
Geldiğini:
Tekrarı:
Düşünmez:
Akletmez:
Sahipleri:
Şüphesiz:
İbretler:
Anlamındaki:
İşleyişi: