İnsanlar için en verimli çalışma saatleri ,sabah 8 ile 12 arası olduğu bilinir. Bu zaman diliminde zihin daha aktiftir.
Kişisel farklılıklar ve çevre etkisi ya da ev düzenine bağlı olarak bu saatler değişebilir.
Önemli olan her gün aynı saatte çalışabilmektir.Az da olsa devamlı yapılan çalışma başarı getirir.
Çalışmayı tam bir alışkanlık haline getirmek için sabretmek gerekir.
Küçük yaşta ilim öğrenmek için evinden ayrılan bir öğrenci kendini yetersiz hissetmiş ve eve dönmek için yola koyulmuş. Yolda sıcaktan korunmak için bir mağaraya sığınmış. Mağaranın tavanından damlayan suyun taşı oyduğunu fark etmiş. Benim kafam taştan da sert değil ya demiş ve medreseye dönmüş. Dönemin önemli âlimlerinden biri olmayı başarmış.
Unutma ki taşı delen suyun sertliği değil, devamlılığıdır.
Çalışmayı zincir olarak düşün, her günün bir halka olduğunu ve kopmaması gerektiğini bil . Başlayan bir alışkanlığa, ara verirsen her şey başa döner. O zaman sadece eskiyi düşünüp ne kadar da güzel çalışıyordum, diye üzülmekten kendini alamazsın.
Başlangıçta çok zor ve sıkıcı olabilen ders çalışma, zaman içinde kolay ve zevkli hale gelebilmektedir. Önemli olan bunun hemen olmayacağını kabul etmek ve sabretmektir.
Bir yük treni düşün. İlk kalkışı ve hızlanması çok zordur ama belli bir süre sonra daha az enerji harcayarak daha kolay yol almaya başlar.
Anlama Kapasiteni Arttır
Bunun en kolay ve en etkin yolu her gün paragraf sorusu çözmektir.
Günlük 20 soru ile başla , daha sonra 30 soruya çıkar, çok sıkılsan bile sayıda inatçı ol.
Her gün çözeceğin paragrafta anlam soruları, okuduğunu anlama kapasiteni ve dikkat kapasiteni arttıracaktır.
Hayaller ve gerçekler
Herkes kendi için güzel bir yaşam ya da meslek hayal eder ama bunun sıkıntılı bir çalışma döneminden geçtiğini kabul etmek istemez.
Başarılı insanlar ile başarısız insanlar arasındaki temel fark bu sıkıntılı çalışma dönemindeki halleridir.
Sıkıldığı halde devam edenler başarılı olurken,bahanelere sığınanlar hatta bahane üretmeyi kurtuluş olarak görenler başarısız olacaklardır.
Mesala her insanın matematik ile olan ilişkisi aynı değildir.Bazıları matematik dersi çalışırken zorlansa da vazgeçmezken, bazıları benim alt yapım yok, biz zaten doğru dürüst matematik dersi görmedik, bizim matematikçi çok gıcıktı gibi pek çok bahaneye sığınmaktadır.
Bu bahanelerin hiçbiri sınavda ona puan getirmez.
Tüm bu bahanelere rağmen matematik çalışan kazanacaktır.
Çalışmaya başlamadan önce hedef belirle.
Çalışma alışkanlığı olmayanlardan biriysen, mutlaka saat kurarak çalışmaya başlamalısın.
Başlangıç olarak 30 dakikalık periyotlar oluşturabilirsin.
Her hafta 5 dakika ekleyerek masa başında oturma süreni arttırmalısın.
Sonuç olarak gireceğin sınav süresi kadar masa başında çalışabilmelisin.
Bu, sınav başarısı için çok önemlidir.
Çalışmanın senin için zor olduğu zamanlarda ,kolay ve senin için zevkli olan dersleri seçmek işini kolaylaştıracaktır.
Nerede çalışmalıyım?
Çalışma ortamın mutlaka masa olmalı.Sadece çalıştığın dersin malzemeleri olsun masada.Çünkü başka derslere ait kitap ya da testler dikkatini dağıtır ya da kaygını arttırır.
Derse başladığında telefonun yanında olmamalı ya da uçak modunda olmalı. Bu başlangıçta zor gelebilir hatta aklın telefonunda kalır fakat zamanla buna da alışırsın.
Çalıştığın oda ne kadar sade olursa o kadar verimli bir çalışma mümkün olur.
Test Çözerek Öğrenebilir miyim?
Bu, pek sağlıklı bir çalışma yöntemi değildir.Çünkü testlerde konunun ayrıntılarına ve çeldirci şıklarına yer verilir. Konuyu ana hatlarıyla bile bilmek bazen yetmeyebilir. Testten öğrendiğimiz bilgi geçici hafızaya kaydedilir.Gerekli tekrar yapılmazsa da unutulur.Yani önce konu çalış sonra test çöz.
Nasıl Öğrendiğini Biliyor musun?
Herkesin kendine has bir öğrenme biçimi vardır.Öncelikli olarak nasıl öğrenebildiğini bir düşün.Belki de daha önce bunu hiç düşünmedin.
Bazıları çalışmadığı için, bazıları yanlış çalıştığı için başarısız olur.
Bazılarının çok çalışmalarına rağmen istediği başarıya ulaşamamalarının temel nedeni kendini tanımamaktır.
Aşağıda sıralayacağım öğrenme çeşitlerini oku, kendine uygun olanı belirle ya da kendine göre uyarla.
1- GÖRSEL ÖĞRENME STİLİ
Görerek, gözlem yaparak ve okuyarak öğrenmenin baskın olduğu öğrenme biçimidir. Görsel tablolar, renkli bloklar, çeşitli görsel kompozisyonlar görsel öğrenme stiline hakim insanlara daha fazla hitap eder.
Görsel Öğrenme Stilini Benimsemiş Kişilerin Özellikleri
Görsel zekaya sahip kişiler görünüşlerine önem veren ,düzeni seven,gördüğü bir yüzü unutmayan insanlardır.Bir şeyler düşünürken ya yukarı, ya da aşağı bakarlar.
Görseller İçin Verimli Ders Çalışma & Öğrenme Teknikleri
- Görsel öğrenme biçimine yatkın kişiler ders esnasında not aldıklarında konuyu daha rahat öğrenip hafızalarında kalıcı kılabilirler.
- Özetler ve önemli notlar şeklinde çalışmaları verimli olur.
- Önemli gördükleri bölümleri renkli kalemlerle işaretlediklerinde daha rahat öğrenirler.
- Bir problemi çözerken, çözüm aşamaları hakkında notlar alabilirler. Bu sayede keşfettikleri yöntemleri de kalıcı kılabilirler.
- Şemalardan, sembollerden, şekillerden ve grafiklerden yardım alarak çalışmaları etkili olur.
2- İŞİTSEL ÖĞRENME STİLİ
Dinleyerek, tartışarak ve sık sık iletişim kurarak öğrenmenin baskın olduğu öğrenme biçimidir. Seminerler, ses kayıtları, müzik veya benzeri ses öğeleri işitsel öğrenme stiline hakim insanlara daha fazla hitap eder.
İşitsel Öğrenme Stilini Benimsemiş Kişilerin Özellikleri
İşitseller, görsellere göre daha sosyaldirler. Ders çalışırken birilerinin kendilerine eşlik etmesinden hoşlanırlar. Sohbet etmekten ve tartışmaktan keyif alırlar. Bir şeyler düşünürken ne yukarı, ne de aşağı bakarlar. İşitseller genellikle düşünme sırasında göz-kulak hizasına bakarlar.
İşitseller İçin Verimli Ders Çalışma & Öğrenme Teknikleri
- İşitseller, kendilerine eşlik edecek bir çalışma arkadaşı olduğunda daha etkin öğrenirler.
- Okuma ve dinleme sırasında ses kaydı alıp tekrar dinlediklerinde, bilgileri etkin bir şekilde hafızalarına kayıt edebilirler.
- Sesli okuma yöntemi, işitseller için daha verimlidir.
- Önemli başlıkları veya önemli kısımları daha yüksek sesle okuyarak öğrenme sürecini hızlandırabilirler.
- Anlatılanları dinledikten sonra tekrar hatırlamak istediklerinde öğreticinin anlatım tarzıyla tekrar etmeleri etkili olur.
3- DOKUNSAL ÖĞRENME STİLİ (KİNESTETİK)
Uygulayarak, dokunarak veya bizzat sürece dahil olarak öğrenmenin baskın olduğu öğrenme stilidir. Deneyler, fiziksel araç gereçler, uygulama projeleri dokunsal öğrenme biçimine hakim insanlara (kinestetiklere) daha fazla hitap eder.
Dokunsal Öğrenme biçimini Benimsemiş Kişilerin Özellikleri
Enerjileri hiç düşmez ve sürekli hareketlidirler. Zaman zaman hiperaktif belirtileri gösterirler. Kinestetik çocukların, enerjileri doğru yerlere kanalize edilemezse problem çocuk gibi algılanabilirler. Onlar için asıl olan sürekli bir şeylerle uğraşmaktır. Hareketlilikleri gözden kaçmaz.
Dokunsallar İçin Verimli Ders Çalışma & Öğrenme Teknikleri
- Normal şartlarda öğrencilerin masa başında ve düzenli bir ortamda çalışmaları tavsiye edilirken kinestetikler için biraz daha esnek davranılması önerilir.
- Hareket olarak çok fazla kısıtlanmaktan hoşlanmadıkları için ders çalışma esnasında hareket etmelerine müsaade edilirse daha verimli olur. Örneğin, okuması gereken bir metni odada volta atarak okumasında bir sakınca görülmez.
- Gezerek, görerek, katılım sağlayarak öğrenmelerine imkan tanımak gerekir.
- Bir işle meşgul olurken bile küçük eşyalarla oynamayı sevdikleri için eğitici materyallerle (oyun hamuru, yapboz vb) desteklenmeleri faydalı olur.
- Bol bol deney yapmaya teşvik edilirse ve imkan verilirse dokunsallar (kinestetikler) oldukça iyi öğrenirler.
- Mevcut eğitim sisteminde en fazla sıkıntı çeken öğrenci grubudur.Sınav sisteminde bu tip öğrenciler genellikle başarısız olurlar. Yukarda geçen öğrenme yöntemlerinden sana uygun olanı belirleyerek kendine uygun bir çalışma programı ayarla.
- UNUTMA: En iyi program kişinin kendi gerçekleri üzerine hazırladığı programdır. Kişisel özelliklerini, duygusal durumunu,evdekilerin hâlini, eksik konularını senden iyi kimse bilemez.