Anlatım Biçimleri
*Paragrafta anlatım biçimi, tekniği, yöntemi, türü, çeşidi gibi değişik biçimlerde sorulabilmektedir.
*Paragrafın yazılış amacı anlatım biçimini belirler.
* Okuyucuya bilgi vermek için, okuyucunun fikrini değiştirmek için, okuyucunun gözünde resim canlandırmak için, okuyucuyu olay içinde yaşatmak için farklı bir anlatım biçimi kullanılır.
* Genellikle sanat, bilim, fikir anlatan soyut düşünceyi ifade eden ve zor anlaşılan yazılar açıklama ve tartışma paragrafı olurken; olay anlatan ve kolay anlaşılan metinler öyküleme ve betimleme paragrafı olur.
I.Açıklama:
* Temel amacı okuyucuyu herhangi bir konuda bilgi vermektir.
*Genellikle ansiklopedi ve ders kitaplarında kullanılır.
*Nesnel bir anlatım biçimi vardır.
*Sizli bizli, resmi bir üslupla kaleme alınan yazılardır.
* Tanımlama, örnekleme, sayısal verilerden yararlanma gibi düşünceyi geliştirme yöntemlerine yer verilir.
Örnek:
Osmanlı Devleti'nde Hâriciye Nâzırı Mustafa Reşid Paşa’nın 3 Kasım 1839 tarihinde okuduğu “Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu” ile başladığı kabul edilen Tanzimat Fermanı, görünen yüzüyle devlet işlerinde bozulan düzeni yeni baştan tesis etme amacındaydı. Ancak askerî, mülkî ve hukukî alanda hayata geçirilen reformlar, bir siyasî düzen değişikliğinden öteye geçmiş, Türk düşünce sisteminde de köklü bir değişmeye zemin hazırlamıştır.
Paragrafta Tanzimat Fermanı hakkında okuyucuya bilgi verilmiştir. Anlatım biçimi açıklama olmalıdır.
II.Tartışma:
* Parçanın yazılış amacı okuyucuya belirli bir fikri kabul ettirmek ya da okuyucunun fikrini değiştirmektir.
* Yazar paragrafa bazen bir iddia ile başlar, ardından bu iddiaya itiraz eder.
İyi konuşmasını bilen iyi yazmasını da bilirmiş.(iddia) Konuştuğumuz gibi yazmak olacak iş midir? (İtiraz)
*Bazen de parçaya direkt itiraz ile başlar.
*Yazar, kendi görüşüyle birlikte karşıt görüşü de verir. Daha sonra kendi görüşünün doğru olduğunu kanıtlarla ortaya koyar.
*Yazının başlangıcında sinirli, kavgacı bir hava vardır.
* Yazar kişisel fikrini anlattığı için öznel bir anlatım kullanır.
* Samimi bir üslup ve senli benli anlatım benimsenir.
* Karşısında biri var, ona bir şeyler anlatıyor gibi soru ve cevaplara yer verir.
Örnek:
Nesiller birbirlerini anlamıyor diye yapılan eleştiriye katılmıyorum. Çünkü uygarlık değiştiren bir toplumda babalarla çocuklar elbette anlaşamayacak. Bugün babalarla çocuklar arasındaki bilgi, inanç, töre dünya görüşü vb. bakımdan anlaşmazlık neden yadırganıyor. Biz babalarla çocukların anlaşamamalarından değil anlaşmalarından korkmalıyız. Eğer anlaşırlarsa gelişme durmuş demektir.
III.Betimleme :
* Sözcüklerle resim çizme sanatı olarak da tanımlanabilir.
* Okuyucunun gözünde herhangi bir resmi canlandırmak için yazılan paragraflardır.
*Anlatmaya dayalı metinlerde ( roman ve hikâyede) betimleme paragrafları önemli yer tutar.
*Betimlemeler; açıklayıcı betimlemeler (nesnel, fotoğraf gerçekliğinde) ve sanatsal betimlemeler (izlenimsel, kişide bıraktığı iz ) biçiminde karşımıza çıkmaktadır.
* Fiziksel ve ruhsal betimleme olarak da ayrılabilir.
Örnek:
Sinirlidir, ağlamak, haykırmak, isyan etmek çözüm değildir ki içindeki sıkıntıdan kurtulmak için yapmak istediği tüm şeyler, birilerinin onu akıl hastası olarak addetmesinden başka bir işe de yaramayacaktır; bilir bunu, bilir ve derin bir nefes alıp herhangi biri, sorunsuz, tanıdık biri olmaya çalışır yeniden.
Örnek:
Külleri yeni temizlenmiş yanmayan bir şömine... Karşısına yerleştirilmiş kırmızı kadife bir koltuk...Çok açık bir krom sarısına boyanmış duvarlardan birini tümüyle kaplayan ağır meşe ahşaplı ve kesme camlı bir kütüphane... Kalın perdelerle kapatılmış pencerelerden bir kanat, içeriye biraz hava girmesi için açık bırakılmış. Fazla uzak olmayan dağların tepesinden kopup gelen kar kokulu bir rüzgâr perdeyi havalandırıp odaya doluyor.
IV.Öyküleme :
* Paragrafın yazılış amacı okuyucuyu olay içinde yaşatmaktır.
* Betimleme ve öyküleme paragrafları genellikle iç içe verilir ve hangisi ağır basmaktadır şeklinde sorulur.
* Betimlemeyi resim, öykülemeyi video olarak somutlaştırabiliriz.
*Kurgulanmış veya yaşanmış bir olayın anlatıldığı yazılara öyküleme ya da hikaye etme denilir.
* Kişi, zaman, mekan ve olaydan oluşan dört temel ögeden meydana gelir.
Örnek:
Dar sokakları telaşla geçtikten sonra meydana doğru ilerlerken karşısına çıkan ilk adama sarılmamak için kendini zor tutuyordu. O kadar mutlu ve heyecanlı olduğu başka bir zaman daha hatırlamıyordu. Meydanı geçip tekrar ara sokaklara dağıldığında koşmaya başladı.Bağırmamak için dişlerini sıkıyordu.
Düşünceyi Geliştirme Yöntemleri
Tanımlama:
Kavramların ve varlıkların özelliklerinin, onların ne olduğunun anlatılmasına, tanıtılmasına tanımlama denilmektedir.
*Bu nedir? Kimdir?” sorularına cevap veren cümlelerdir.
*Tanımlama cümleleri genellikle“-dır, -dir, -dur, -dür ya da denir" şeklinde biter.
Örnek:
Sanat, duygu ve düşüncelerin insanlarda estetik bir zevk uyandıracak şekilde anlatılmasıdır.
Zamir, ismin yerine geçen sözcüktür.
(Sanat nedir, zamir nedir sorularına cevap verilmiş.)
*Tanım öznel ya da nesnel olabilir.
Örnekleme:
*Yazar ya da anlatıcı, anlattıklarının daha iyi anlaşılabilmesi, anlaşılırlığını arttırmak için örneklerden yararlanabilmektedir.
*Örnekleme genellikle soyut kalan ifadelerin anlaşılır kılınabilmesi amacıyla somutlaştırılması için kullanılmaktadır.
Örnek:
Dünyada yaşayan dillere baktığımızda az ya da çok mutlaka başka bir dilden sözcük almıştır. Yaklaşık 1.300 yıldır birçok farklı kültürle etkileşim içine giren Türkçe de yabancı dilden sözcük alımı yapmıştır. Mesela iklim kelimesi Arapçadan, eşofman kelimesi Fransızcadan, şeftali kelimesi Farsçadan dilimize geçmiştir.
Yukarıdaki cümlede dillerin başka dillerden sözcük alabileceği ifade edilirken örnek olarak Türkçeden birkaç kelime verilmiştir.
Tanık Gösterme:
*Yazar anlattıklarının etkileyiciliğini ve inandırıcılığını arttırmak amacı ile bahsettiği konuyla ilgili alanında uzman,söz söylemiş güvenilir ve tanınmış kişilerin sözlerine yer verebilmektedir.
*Doğrudan alıntı cümlesinin olduğu yerde aranır.
Örnek:
İnsanların iletişim şekilleri kişilikleri ile birebir ilgilidir.Yaşama bakış açılarını yansıtır.Cemil Meriç: "Üslubun kimliğindir."ifadesi ile bunu yansıtmaktadır.
Örnekleme-Tanık Gösterme arasındaki fark:
Tanık gösterme için mutlaka tanınmış kişinin sözlerine de yer verilmesi gerekmektedir.
Eğer yazıda sadece tanınmış kişinin ismine yer veriliyorsa, bu tanık gösterme değil örneklendirme olmaktadır.
Karşılaştırma:
*Varlık ve kavramlar birbirleriyle karşılaştırılarak varlıkların aynı ya da farklı yönlerine dikkat çekilmek amaçlanır.
*Karşılaştırma yapılarak kavram ya da varlıkların daha net kavranması sağlanabilmektedir.
*Özellikle tartışmacı, açıklayıcı ve kanıtlayıcı anlatım türlerinde karşılaştırmalara bolca yer verilmektedir.
*Karşılaştırma tek yönlü de olabilir.En, daha, çok gibi ifadelere yer verilir.
Örnek:
Makale daha ciddi bir üsluba sahipken denemelerde daha samimi, içten bir anlatım tarzı söz konusudur. Makalelerdeki kesinlik ve kanıtlama kaygısı yine denemelerde görülmeyen bir özelliktir.
O gün en sevdiği romanı yanına alarak yola koyuldu.
Sayısal Verilerden Yararlanma:
Bir metinde anlatılanların daha etkileyici, inandırıcı olabilmesi için bazı sayısal verilerden yararlanılabilmektedir. Düşünceyi geliştirme yöntemlerinden olan sayısal verilerden yararlanmanın daha etkili olabilmesi için kullanılan istatistiklerin, grafiklerin ve anketlerin güvenilir kaynaklardan seçilmesine gayret edilmelidir.
Örnek:
Türkiye’ye gelen turist sayısı her geçen yıl artmaya devam ediyor. EGM’nin açıkladığı verilere göre bu yılın temmuz ayında geçen yılın temmuz ayına göre 46,36’lık bir turist artışı yaşanmıştır.
Benzetme:
Anlatılan kavramın, durumun, düşüncenin etkileyiciliğini arttırmak, anlatılanların daha anlaşılır olmasını sağlamak adına anlatımda yer yer benzetmeler yapılabilir.
Özellik olarak zayıf olan kuvvetli olana benzetilir.
Örnek:
Kış mevsimi buralarda Sibirya gibi geçmekteydi. Kasım ayından neredeyse nisan ayına kadar kahverengi toprağı görmek mümkün olmuyordu.
ANLATIM ÖZELLİKLERİ
DURULUK:
Parçada gereksiz sözcük kullanılmamasıdır.Bir sözcük cümleden çıkarıldığında, cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma, daralma olmuyorsa, o sözcük gereksizdir.
Bu kanunu Meclis’ten aynen, hiç değiştirmeden, olduğu gibi geçirmek istiyordu.
Okula her gün iki kilometre yolu yaya yürüyerek giderdi.
AÇIKLIK (kapalılık):
Bir konunun herkesin anlayabileceği, aynı anlamı çıkarabileceği biçimde aktarılmasıdır. Farklı anlamlar çıkarılan cümle açık değildir.
Beni aradığını duyunca çok şaşırdım.
Ben senden çok zarar gördüm.
Fizik dalında yapılan yarışmada ülkemizi üç üniversiteli genç temsil edecek.
Öğretmen odasına bakmak için hızlıca merdivenleri çıktı.
YALINLIK (Sadelik-süslü,ağdalı): Sanatlı söyleyişlerden, süsten uzak durmaktır.Gereksiz ayrıntılara, sanatsal söylemlere girilmez.
Yüreğini bıçak gibi dilim dilim kesen bir çaresizlik içindeydi artık.
AKICILIK :
Söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır.Uzun cümlelerde aynı hece ve eklerin tekrar edilmesi akıcılığı bozar.
Sevgisiz büyüdüğünden, güvensiz olduğundan topluma uyum sağlayamıyordu."
DOĞALLIK:
Yapmacıklıktan, zorlama ifadelerden, yapay dil ve anlatımdan uzak durmaktır.
Düşünceleri bilimsel soğuklukla değil samimi ve sıcak bir dille anlatmaktır.
ÖZGÜNLÜK:
Hiç kimseye benzememek, farklı olmak; taklit ve kopyadan uzak durmak,basmakalıp ifadelerden vazgeçerek kendine has bir anlatım oluşturmaktır.
ÖZLÜLÜK (Derinlik, yoğunluk):
Az sözle kapsamlı anlam ifade edilmesidir.
*Atasözleri, deyimler, özdeyişler özlü sözlerdir.
*Anlatım söz yığınından uzak, özet bir nitelik taşır.
TUTARLILIK:
Anlatımın mantık kurallarına uyması, duygusal ve düşünsel çelişkiler taşımaması, konudan sapılmaması tutarlılıkla ilgilidir.