*Türkü, kendine özgü ve belirli bir ezgi ile söylenen, hece ölçüsüyle yazılan ve zamanla anonimleşen bir nazım biçimidir.
*Türküler ana dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur.
*Türkülerdeki dörtlüklere (üçlük veya ikilik de olabilir) "bent" adı verilir.
* Nakaratlara "bağlama" veya "kavuştak" denilir. Kavuştaklar her ezgiden sonra tekrar edilen ikilik (ya da daha çok) dizelerdir.
Zeynep bu güzellik var mı soyunda?
Elvan elvan güller kokar koynunda,
Ramazan ayında bayram gününde.
Zeynebim Zeynebim anlı Zeynebim,
Üç köyün içinde şanlı Zeynebim.
Söğüdün yaprağı narindir narin,
İçerim yanıyor dışarım serin,
Zeynep’i ettiler bu hafta gelin.
*Türkünün belirli bir şekli yoktur. Bir koşma, bir mani, bir semai ya da herhangi bir halk şiiri türkü ezgisiyle söylendiğinde türkü olur.
*Türküler hece ölçüsünün her kalıbıyla söylenebilir. Yani hece sayısı itibarıyla bir sınırlama olmaz.
*Türkülerin büyük çoğunluğu anonimdir ya da ağızdan ağza söylenirken söyleyeni kaybolmuştur. Söyleyeni belli olan türküler de vardır.
*Genellikle aşk, sevgi, ayrılık, gurbet, ölüm ve doğa gibi lirik konular işlenir.
*Divan,bozlak,türkmani,kayabaşı,hoyrat, uzun havalar ve oyun havaları gibi çeşitleri vardır.
Bülbül ne yatarsın Çukurova’da
Eşin şahin kapmış kendin yuvada
Kendim gurbet elde gönül sılada
Ötme garip bülbül gönül şen değil
Bülbülün yatağı bahçeler bağlar
Garibin yatağı kahveler hanlar
Gurbet elde ölsem bana kim ağlar
Ötme garip bülbül gönül şen değil
NİNNİ:
*Ninniler, sade bir dille ezgili olarak söylenen şiirlerdir.
* Söyleyeni belli olmayan bu ürünlerin neredeyse tamamı kadınlar tarafından üretilmiştir.
*Ninnilerin temel amacı çocuğun çabuk ya da rahat uyumasıdır.
*Ninniler, çocuğun uzun ömürlü olması, nasibinin bol olması, nazar ve hastalıklardan korunması, bebeğin ağlamaması, çabuk büyümesi, çocuğun gelecekte mutlu olması gibi dilekleri içeren doğaçlama söyleyişlerdir.
*Ninnilerde yerel öğeler, gelenek ve görenekler, tarihî ve toplumsal pek çok konu bulunmaktadır.
AĞIT:
*Ağıt, genellikle bir ölümün ya da acının , üzücü bir olayın ardından söylenen şiirlerdir.
*Ölüm, hastalık gibi çaresizlikler karşısında korku,heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili sözlerdir.
* Ağıt söylemeye ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denir.
*Ağıtın İslam Öncesi Türk Edebiyatındaki adı sagudur ve yuğ adı verilen cenaze törenlerinde okunur.
* Divan edebiyatındaki karşılığı ise mersiyedir.
ÂŞIK TARZI HALK EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
KOŞMA:
* İlk örneklerine İslam Öncesi Türk Edebiyatında koşuk adı verilen ve genellikle şölen denilen törenlerde söylenen şiirlerde rastlanmaktadır.
*16.yy'da saz şairlerinin söylediği, coşturucu duyguları dile getiren nazım biçimidir.
*Genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir.(istisnalar vardır)
*Koşmanın ilk dörtlüğü diğer dörtlüklerden farklı kafiyelenir.
(Bu özelliği ile hangisi koşmanın ilk dörtlüğü şekilde sorulmaktadır.)
-------------a-------------b
-------------c
-------------b
*(Bazılarında İlk dörtlük çapraz da kafiyelenebilir. )
Diğer dörtlükler düz kafiye şemasıyla söylenir.
-------------d
--------------d
--------------d
--------------b
* Koşmalarda en çok yarım kafiye tercih edilmiştir.
*Koşmalarda genellikle aşk, sevgi ve doğa gibi lirik konular işlenir.
*Divan edebiyatındaki karşılığı gazeldir.
*Konularına göre güzelleme (lirizm içerikli şiirler), koçaklama (yiğitlik içerikli şiirler), taşlama (yergi içerikli şiirler) ve ölüm gibi trajik bir olayı anlatan ağıtlar olarak dörde ayrılır.
*En az üç en fazla beş dörtlükten oluşur.(istisnalar vardır)
Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz
Yollar çamur kurusun da gidelim
Karac'oğlan der ki buna ne fayda
Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
On bir ayın birisinde gidelim
*Son dörtlüğü, şairin takma ismi tapşırmadan ayırt etmek gerekir.
SEMAİ:
* Kendine has bir ezgiyle söylenir.
*Koşma gibi kafiyelenir.
*8'li hece ölçüsü ile yazılır.
*En az 3 en fazla 5 dörtlükten oluşur. *Güzellik, aşk, tabiat konuları işlenir.
*Az sözle yoğun bir anlam sağlamak gerektiği için zor bir nazım biçimidir.
*Karacaoğlan en önemli temsilcilerindendir.
Gönül gurbet ele varma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez
VARSAĞI:
*Adını Güney Doğu Anadolu’da yaşayan Varsak Türkmenlerinden almıştır
* 8 li hece ölçüsü ile söylenir.
*Koşma gibi kafiyelenir.
*Tüm özellikleri semai ile benzerlik gösterir.
* Varsağının semaiden farkı varsağı da erkekçe yiğitçe bir söyleyiş vardır.
*Bre , hey, behey gibi nida, seslenme ile başlar.
Bre ağalar bre beğler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüzde kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim
DESTAN:
*Dörtlük sayısı sınırlı değildir.
* 11'li hece ölçüsü ile yazılır.
*Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
*Koşma gibi kafiyelenir.
*Konu olarak savaş, kahramanlık, kavga, isyan, yangın gibi konular, ayrıca dalkavukluk, parasızlık ve gülünç olaylar işlenir.
*İslam Öncesi Türk Edebiyatındaki destanlardan farkı, kişisel ya da bölgesel konulardan söz etmesidir.
Köroğlu Destanı, Cimri Destanı gibi.
Turna gidersen Mardin’e Turna yâre selam eyle Karlı dağların ardına Turna yâre selam eyle
Yukarıdaki dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A.Semai nazım şeklidir.
B.Koşma gibi kafiyelenmiştir.
C.Şiirin İlk dörtlüğünden alınmıştır.
D.4+3 7'li hece ölçüsü ile yazılmıştır.
E.Çapraz kafiye kullanılmıştır.
TEKKE (TASAVVUF) EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
İLAHİ:
*Allah sevgisini anlatmak, Allah’ı övmek ve ona dua etmek için yazılan şiirlerdir.
*Tarikatlara göre farklı isimler alır.
Mevleviler ayin, Bektaşiler nefes, Gülşeniler tapuğ, Halvetiler cumhur, Aleviler deme demişlerdir.
*Konusu bakımından Divan edebiyatındaki tevhid ve münacata benzer.
*7'li 8'li 11'li hece ölçüleri ile yazılır. (Aruzla yazılanları da vardır.)
*Koşma gibi kafiyelenir.
*İlahiler 3 ile 7 dörtlükten meydana gelir.
*En önemli temsilcisi Yunus Emre'dir.
NEFES:
*Bektaşi tarikatına ait tekke şairlerinin kendi tarikatlarının düşüncelerini yaymak için söyledikleri şiirlerdir.
*Genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücut kavramı anlatlır.
*Hz.Muhammed(s.a.v) ve Hz.Ali için övgüler söylenir . *Genellikle hece ölçüsünün 7,8,11’li kalıplarıyla yazılır.
*Nazım birimi dörtlüktür.
*Nefes; ayinlerde,saz eşliğinde, kendine özgü bestesiyle okunur
*Edebiyatımızda Pir Sultan Abdal nefesleri ile ünlüdür.
DEME:
* Alevi kültüre sahip şairlerin kendi düşüncelerini dile getirdikleri bestelenen bir nazım biçimidir.
* 8 li hece ölçüsü kullanılır.
*En az 3 en fazla 5 dörtlükten oluşur.
DEVRİYE:
*Vezin, şekil ve kafiye bakımından ilahiye benzer.
*Devriye de insanın Allah’ tan gelip yine Allah’ a gideceği konusu işlenir.
*Bektaşilere göre devir nazariyesi; ruhun önce bitkiye, sonra hayvana, sonra insana geçtiği en sonunda da ruhlar alemine döndüğü şeklinde anlatılmıştır.
NUTUK:
*Şekil yönüyle koşmaya benzer.
* Tarikata yeni girenlere, mürşitlerin bilgi vermek, adap öğretmek için söyledikleri didaktik şiirlerdir.
*Nazım birimi dörtlüktür.
*Dili, genellikle sade ve anlaşılırdır. *Nutuklarda yer yer Arapça ve Farsça sözcüklere de rastlanır.
Evvel tevhid sürer mürşid dilinden
Erişir canına fazlı Huda'nın
Kurtulursun emarenin elinden
Erişir canına fazlı Huda'nın
ŞATİYE:
*Açıklama (tefsir) gerektiren anlaşılması güç şiirlerdir.
*Dini-tasavvufi halk şiirinin mizahi şiirlere de denilebilir.
*Dinden alaycı bir şekilde söz eder gibi yazılan şiirlerdir.
*Bu şiirler yorumlandığında tasavvufla ilgili derin manalar içerdiği anlaşılır.
* Genellikle Bektaşi şairlerinde bu türe rastlanır.
*Bu türün en ünlü şairi Kaygusuz Abdal' dır.
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu
Uğruluk yaptı bana
Bühtan eyledim ona
Çerçi de geldi aydır
Hani aldın gözgünü
Yunus Emre
Yücelerden yüce gördüm
Erbabsın sen koca Tanrı
Alim okur kelam ile
Sen okursun hece Tanrı
Kıldan köprü yaratmışsın
Gelsin kulum geçsün deyü
Hele biz şöyle duralım
Yiğit isen geç a Tanrı
Kaygusuz Abdal