|
|
|
|
İle
Kimin ile (birliktelik),
ne ile (araç/vasıta),
nasıl (durum) anlamı katar.
Teyzeleri kasabadan trenle gelecekmiş. (araç)Bahçede, kardeşimle oynuyor. (birliktelik)Muhtar, telaşla odaya girdi. (durum)İçin
Onu görmek için kütüphaneye gitti. (amaç)Uyanamadığım için geç kalmıştım. (neden-sonuç)Senin için herkes iyi şeyler söylüyor. (hakkında)Papatya, benim için apayrı bir çiçekti. (görecelik)Bu hazırlıkları konuklar için yaptık. (aitlik)Çocukları için her fedakârlığı yapardı. (uğruna)
Gibi
Kardeşim, melek gibi biriydi. (benzerlik)Saat üç gibi evden çıktı.(aşağı yukarı)Zil çaldığı gibi dışarı çıktık. (tezlik)Birazdan fırtına çıkacak gibi. (tahmin, olasılık)
Sanki
Ağaçlar, sanki bir dev gölgesiydi (benzerlik)Babam, sanki seni dinler de! (inanmama)Sanki birazdan yağmur yağacak. (tahmin, olasılık)Göre
Kafama göre bir araba bulamadım. (uygunluk)Sana göre hangimiz suçlu? (kanaat, görüş)Bu sınav dünküne göre daha kolaymış. (karşılaştırma)Kadar
Bu konuyu sabaha kadar halletmeliyim. (zaman, süre)Ayvalar yumruğum kadardı. (benzerlik)Durakta bir saat kadar bekledim. (yaklaşık)Hiç kimseyi senin kadar sevmedim. (karşılaştırma)Tilki kadar kurnaz bir adam. (derece, ölçü)Üzere
Yarın getirmek üzere arabayı alabilirsin. (şartıyla)Teşekkür etmek üzere sahneye çıktı. (amacıyla)Anlaştığımız üzere yarın buluşuruz. (şekilde, tarzda)Uçağımız kalkmak üzereydi. (zaman)
Doğru
Çocuklar sahile doğru yürüyorlar. (yön)Akşama doğru buralar sakinleşir. (zaman)Karşı
Güneşe karşı uzamış yatıyor. (yön)Sabaha karşı köye vardık. (zaman)Başka
Senden başka herkes maça gitmiş. (dışında, hariç)
Not: “Doğru, karşı, başka” sözcükleri, cümle içinde ilgeç dışında değişik görevler kazanabilir.
Çocuklarına her zaman, doğru söylüyorum. (Zarf)Sence doğru tarafa mı gidiyoruz? (sıfat)Sonunda doğruyu buldum. (ad)Arabası karşıdan, çok net gözüküyor. (ad)Evimiz şehrin karşı yakasındaydı. (sıfat)Babasına asla karşı gelmez.(zarf)
Sana başka, bana başka konuştu. (Zarf)Bize başka bir adres verdiler. (sıfat)Bunu başkasından duymuş. (adıl)
BAĞLAÇLAR:
*Eş görevli sözcükleri, söz öbeklerini (isim, sıfat tamlamaları gibi), cümleleri birbirine bağlayan sözcüklerdir.
Akıllı ve hayırlı bir evlat istemişti.
Karlı geçitler ya da insan eli değmemiş topraklar...
Gün çoktan doğmuştu fakat kimse tarlaya gitmemişti.
* Bağlama görevi dışında birçok anlam ilgileri de kurmaktadır.
* Bağlaçlar her zaman ayrı yazılır. (İle hariç)
Sık kullanılan bağlaçlar:
* ve, veya, ile, ama,fakat, de,bile, dahi, ancak,
* çünkü, eğer, hâlbuki, hem … hem ,
* hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki,
* ne … ne, ya..ya ,öyle, öyle ki, sanki,
* şu var ki, üstelik, yahut, yalnız, yoksa, zira...
Sıralama bağlaçları: (ile, ve)
Hayır ve şer birlikte olmaz.
İnsanlar hayal ile gerçek arasında sıkışmış.
Üstelik bağlaçları: (de, bile, dahi)
Hataları da olmuştur.
Sinemaya bile gitmiştik.
Amcası dahi onunla konuşmuyor.
Seçme bağlaçları: ( veya, veyahut, yahut, ya...ya, ya da)
Sabahları veya akşamları ne fark eder ?
Sabahları veyahut akşamları ne fark eder ?
Sabahları yahut akşamları ne fark eder ?
Ya sabahları ya akşamları ne fark eder ?
Sabahları ya da akşamları ne fark eder ?
Olumluluk olumsuzluk bağlaçları: ( ama, fakat, lakin, ancak, yalnız)
Her zaman sakindi ama damarına basılınca değişirdi.
Her zaman sakindi fakat damarına basılınca değişirdi.
Her zaman sakindi lakin damarına basılınca değişirdi.
Her zaman sakindi ancak damarına basılınca değişirdi.
Her zaman sakindi yalnız damarına basılınca değişirdi.
Ne ... Ne bağlacı:
Cümlede olumsuzluk ve arasında anlamlarını katmak için kullanılır.
Ne bizimle gelir ne başkalarıyla olurdu.
Ne çalışkan ne tembel biriydi.
Karşılaştırma bağlaçları:( ise, rağmen, eğer)
Eğer sonunu bilseydiniz böyle davranmazdınız.
Şayet bizim için geliyorsa çok geç kaldılar.
Yemekhaneye gittik, Ahmet ise bizle gelmedi.