Ana içeriğe atla

Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri


Divan Edebiyatının Genel Özellikleri

*Nazım (Şiir) ön planda tutulmuş, nesre (düz yazıya) pek az önem verilmiştir.

* Aruz vezni (ölçüsü) tüm şiirlerde  kullanır. 

*Kullanılan dil Arapça, Farsça kelimelerin sık kullanıldığı  Osmanlı Türkçesidir. 

*Nazım  birimi beyittir fakat  dörtlüklerden  ve bentlerden oluşan nazım şekilleri de vardır. 

*Şiirlerde tam ve zengin uyak kullanılmıştır.

*Şiirlerin konuyu içeren başlıkları olmadığı için nazım biçimlerine göre adlandırılmışlardır.

Klişe edebiyattır. Duygu ve düşünceler değişmez sözlerle, mazmunlarla anlatılır. Mesela sevgilinin ağzı için,“âb-ı hayât, gül, gonca, şarâp ve la’l” mazmunları kullanılır

*Anlatılan şey değil, anlatış biçimi ön plandadır.Üsluba önem verilmiştir.

*Soyut bir edebiyattır. İnsan ve doğa gerçekte olduğundan farklı ele alınmıştır.

*Aydın zümrenin edebiyatıdır. Medrese kültürü hakimdir. Genellikle saraya ve çevresine seslenir.

* Edebi sanatlara bolca yer verilmiş, sanat yapmak amaç durumuna gelmiştir.

*İslam  medeniyet edebiyatıdır, dinin etkisiyle şekillenmiştir. Arap ve İran edebiyatının etkisi fazladır.

*Şiirde daha çok aşk, sevgili, içki, din ve kadercilik gibi konular işlenmiştir.

*Nesir alanında tezkireler (edebiyat tarihi görevini gören biyografik eser), münşeatlar (mektuplar), tarihler, dini metinler ve pendname (nasihatnamelere) de rastlanmaktadır. Bunlarda da sanat yapma amacı ön plandadır.

*13. yüzyılda gelişmeye başlamış 16. ve 17. yüzyıllarda en olgun dönemini yaşamış 19.yüzyılın sonlarına kadar sürmüştür.

*Divan edebiyatının bilinen ilk temsilcisi Hoca Dehhani’dir. 
"Divan edebiyatının önemli sanatçıları XIII. yüzyılda ŞeyyatHamza; XIV.yüzyılda Şeyhoğlu Mustafa, Ahmedî, Süleyman Çelebi; XV.yüzyılda Şeyhi, Ahmet Paşa, Necati; XVI.yüzyılda Fuzûli, Bâki, Zati, Taşlıcalı Yahya; XVII.yüzyılda Nef’i, Naili, Nabi; XVIII.yüzyılda Nedim, Şeyh Gâlip; XIX.yüzyılda Enderunlu Vâsıf ve Lefkoçalı Galip vb.sayılabilir.
GAZEL:
* Bahar, aşk, kadın, sevgili, şarap gibi konularda yazılan coşkulu şiirlere gazel denilmiştir.
*Kafiye örgüsü "aa, ba, ca" şeklinde olur. Divan edebiyatının baskın kafiye şemasıdır.
*İlk beyite "matla", matladan sonraki beyite "hüsn-i matla"; son beyite "makta", maktadan önceki beyite "hüsn-i makta" denir. 
*En güzel beyite "beyt'ül gazel" ya da "şah beyit" denilir. 
*Bütün beyitler aynı güzellikte ise yek avaz denir.
*Gazelde konu bütünlüğü olmaz, her beyit  farklı bir konudan söz edebilir.
*Gazelde anlam bakımından  birbirine bağlanmış ise buna yek ahenk denir. 
*Şairin mahlası (takma ismi)son beyitte geçer.
*Nazım birimi  beyittir.
* En az beş en fazla on beş beyitten oluşur.
*Aruzun her türlü kalıbıyla yazılabilir.
* İç kafiyesi bulunan ve ortadan ikiye bölünerek dörtlüğe dönüştürülebilen gazele musammat gazel denilmiştir. 

Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil

Beni ta’n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı

Değildim ben sana mâil 

Sen ettin aklımı zâil        

Beni ta’n eyleyen gâfil  

Seni görgeç utanmaz mı 

*Aşkla ilgili gazellere "aşıkâne"(Fuzuli); beşeri aşkı anlatan gazellere "şulhâne"(Nedim); yaşamdan zevk almayı anlatan gazellere "rindâne"(Baki); öğretici, öğüt verici gazellere "hikemi" (Nabi) gazel denir.

KASİDE:

*Kaside, genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiirlerdir 

*Nazım birimi beyittir. 

*Beyit sayısı en az 33 en çok 99 arasında değişir.(istisnaları vardır)

*Kasidenin ilk beyitine matla , son beyitine makta denilir.

*Şairin mahlasının bulunduğu beyite taç beyit denir.

*Kasidenin en güzel beyiti beyt-ül kasid olarak isimlendirilir.

*Aruzun her türlü kalıbıyla yazılabilir.

*Kafiye düzeni gazelle aynıdır. Yani aa,ba,ca,da... 

*Kasidede başlık kullanılmaz fakat rediflerine göre isim alanlar vardır. Su Kasidesi, Sümbül Kasidesi, Kerem Kasidesi gibi.

KASİDENİN BÖLÜMLERİ:

Nesip (Teşbib):

  • Şair bu bölümde betimleme yapar. Kadın, kış, at, bahar vs. Bu bölüm, mevsim betimlemesi içeriyorsa teşbib adını alır. Diğer durumlarda nesip denir.
  • Ramazan tasvirleri yapılır.

Girizgâh:

  • Nesip bölümünden methiye bölümüne geçerken söylenen ve basamak görevinde olan beyitlerdir.
  • Şair bu bölümde övgüye başlayacağını haber verir.
  • 1-2 beyitten oluşur.

Methiye:

  • Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür.
  • Şiir yönü çok zayıf, dil yönü diğer bölümlere göre çok ağırdır.
  • Bu bölümde abartılı bir anlatım göze çarpar.

Tegazzül:

  • Gazel söyleme anlamına gelir, bütün kasidelerde yoktur.
  • Şair zaman zaman monotonluğunu kırmak için kasidenin içinde,aynı ölçü ve uyakla gazeller yazar.

Fahriye:

  • Şairin kendini övdüğü bölümdür.

Taç beyit:

  • Şairin kendisi hakkındaki yeni düşüncelerini söylediği bölümdür.
  • İki üç beyit bulunur.
  • Taç şairin isminin, mahlasının geçtiği beyittir.

Dua:

  • Kasidenin son bölümüdür.
  • Birkaç beyit olur.
  • Şair burada övdüğü kişinin başarılı, uzun ömürlü, talihinin iyi olması yönünde dua eder.

MESNEVİ:
*Divan edebiyatının en uzun nazım biçimidir.
*Batı edebiyatındaki roman veya hikayenin karşılığıdır.
*Dize sınırlaması yoktur.
*Kafiye şeması aa, bb, cc, dd ... şeklindedir.(düz kafiye)
*Genellikle aruzun kısa kalıpları ile yazılır.
*İran (Fars) edebiyatında ortaya çıkmıştır.
*Mesnevilerde konu sınırlaması yoktur.
*Diğer divan şiir türlerinin aksine beyitler arasında konu bütünlüğü vardır. (Mesneviler bir olay anlattıklarından beyitler arasında anlam bütünlüğü olmak zorundadır.)
*Bir şairin yazdığı beş mesneviye Hamse (Mesnevi külliyatı)denilir.
 *Türk edebiyatının ilk hamse sahibi sanatçısı Ali Şir Nevai'dir.
*Fuzuli, Taşlıcalı Yahya, Nevizade Atai gibi isimler hamse sahibi sanatçılarımızdır.
*Türk edebiyatında yazılan ilk mesnevi 11.yüzyılda Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserdir. 
*Türk edebiyatında en meşhur mesnevilerin başında ise 13.yüzyılda Mevlana tarafından yazılan Mesnevi adlı eser gelmektedir.
*Türk edebiyatının son büyük mesnevisi  Şeyh Galip'in Hüsn ü Aşk isimli eseridir.

Mesnevinin bölümleri şu şekildedir:
*Besmele
*Dibâce
*Tevhîd
*Münâcât
*Mi’râciye
*Medh-i Çihâr-Yâr
*Sebeb-i te’lîf
*Âgâz-ı Dâstân
*Hâtime
MÜSTEZAT:
*Sözlük anlamı artmış, arttırılmıştır.
*Müstezatlar, her dizesine bir küçük dize eklenerek yapılan nazım şeklidir.
* Bir uzun bir kısa dizeden meydana gelir.

Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figânın Zabt eyle dehânın   
Hançer gibi deld ciğerim tîğ-ı zebanın Te'sîr-i lisânın

* Kısa dizeye ziyade denilir.
*Türk edebiyatına Arap edebiyatından geçmiştir. 
*Uzun dizeler kendi arasıda kısa dizeler kendi arasında gazel gibi kafiyelenir.
*Servet-i Fünûn şairleri bu nazım biçiminin bilinen vezin ve kafiye sisteminde değişiklikler yaparak serbest müstezat adı verilen yeni bir şekil denemişlerdir.

KIT'A:
*Matla ve makta beyiti olmayan gazele benzer.
*Nazım birimi beyittir.
*Sözlük anlamıyla “parça” demektir.
*Genellikle en az 2, en fazla12 beyitten oluşur.
* Beyit sayısı ikiden fazla olan kıt’alara kıt’a-ı kebir(büyük kıt’a) denir.
*Kafiye düzeni xa, xa,xa şekildedir.İlk dize serbest ikinci dize birbirine bağlıdır.
*Mahlas kullanılmayan şiirlerdir.
*Mısralar arasında anlam bütünlüğü bulunur.
*Konuları önemli bir düşünce, hikmet, nükte, yergi, övgü, hayat görü vs. olabilir. 

TUYUĞ:
*Divan Edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.
*Maninin divan edebiyatındaki karşılığıdır.
*Kafiye düzeni a,a,x,a şeklindedir.
 *Tek dörtlükten oluşur.
*Tuyuğlarda genellikle cinaslı kafiye kullanılır.
*Aruzun tek bir kalıpla yazılır.
 (fâilâtün fâilâtün fâilün)Bu kalıp hece veznindeki 4+4+3=11'li hece ölçüsüne denk gelir.
*Mahlas kullanılmayan şiirlerdendir.
*Zor söylenen şiirler arasında sayılır.
*Türk edebiyatında tuyuğları ile ün yapmış sanatçılar Kadı Burhaneddin, Seyyid Nesimî ve Ali Şir Nevai'dir.

Dîlberin işi itâb u nâz olur
Çeşmi cadû, gamzesi gammâz olur
Ey gönül sabret, tahammül kıl ana
Yâre erişmek işi az az olur

                   (Kadı Burhaneddin)
RUBAİ:
*Rubâî nazım şekli Türk edebiyatına İran edebiyatından geçmiştir. 
*Rubâînin kafiye düzeni a,a,x,a şeklindedir.
*Tek dörtlükten oluşan nazım biçimidir.
*Rubâîlerin konusu çok çeşitli ise de en çok aşk, tasavvuf, felsefe ve hikmettir.
*Aruzun 24 kalıbıyla yazılabilir.
*Rubai, kısa şiirlere mahsus olan özlü söz ve nükte yoğunluğu ile yazılması gereken bir şiirdir.
*Rubailerde genellikle ilk iki dize, son iki dizede vurgulanacak olan mesaj, nükte ve anlam oyununa hazırlık dizeleri şeklindedir.
*Rubailer genellikle mahlassız şiirlerdir.
*Rubai türünün en büyük şairi dünya edebiyatınında  Ömer Hayyam , Türk edebiyatında Yahya Kemal, Arif Nihat Asya'dır.

Bilmem kime yahut neye uyduk gittik
Gâhi meye gâhi neye uyduk gittik
Erbâb-i zekâ riyayi mezhep bildi
Bizler dili divâneye uyduk gittik             (Yahya Kemal) 

ŞARKI:
*Türkler tarafından Divan şiirine  kazandırılmış nazım şeklerinden biridir.
*Besteyle okumak için yazılmıştır. *Bestelenmek amacıyla yazıldığı için 3-5 dörtlük arası değişir. 
*Aruz ölçüsünün her kalıbı kullanılır. *Üçüncü dizeye miyan, dördüncü dizeye nakarat denir. 
*Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır. 
*Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim'dir. 
*Türk edebiyatının  en önemli temsilcisi ise Nedim'dir. 
*En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır.
*Türkünün Divan edebiyatındaki karşılığı olarak, Şarktan gelen, doğuya ilişkin, özgü, tarzında anlamında kullanılır.
*Şarkının uyak düzeni şöyledir: abab, cccb, dddb...
*Şair son dizede mahlasını kullanır.

MURABBA:
*Kelime anlamı "dörtlük" demektir. 
*Dörder dizelik bentlerle kurulur. *Murabba‘da bent sayısı üç ile yedi arasında değişir. 
*Uyak düzeni(aaaa  bbba  ccca…) biçimindedir. 
* Konu sınırı yoktur.
*Murabbalar övgü, yergi, dinî ve öğretici konularla manzum mektuplarda tercih edilen bir türdür. 
*Divan edebiyatında 15. yüzyılda Ahmed Paşa tarafından kullanıldı. 
*Tanzimat edebiyatında ise Namık Kemal, bu türün başarılı örneklerini verdi.
*Türk edebiyatında Yahya Bey ve Hayretî bu türü en çok kullanan şairler olmuştur. 

Sıdk ile terk edelim her emeli her hevesi
Kıralım hâil ise azmimize ten kafesi
Inledikçe aleminden vatanın her nefesi
Gelin imdada diyor bak budur Allah sesi

TERKİB-İ BENT:
*Yaşamdan, talihten şikayet; felsefi düşünceler, dini, tasavvufi konular ve toplumsal yergilerin işlendiği şiirlerdir.
*Bentlerden oluşmuş bir nazım şeklidir.
*Her bent 5 ile 10 beyit arasında değişebilir.
*Bent sayısı 5 ile 15 arasında değişir.
*Gazel gibi kafiyelenir.
*Her bent iki bölümden oluşur.
*Birinci bölüme ‘’terkiphane ya da hane’’ adı verilir. 
*İkinci bölüm ise her bendin son beytini oluşturan ‘’vasıta beyti’’dir.
*Vasıta beyti her bendin sonunda değişir ve mutlaka bentten ayrı olarak kendi arasında gazel gibi uyaklanır.
*Her türlü konu işlenebilir. Münacat, naat, methiye, hicviye gibi nazım türleri; zamandan şikayet, dini, tasavvufi, felsefi düşünceler ve toplumsal yergi gibi konular işlenir.
*Edebiyatımızda terkibibendiyle tanınan en önemli şair Bağdatlı Ruhi’dir. Ayrıca Ziya Paşa’nın ona nazire olarak yazdığı terkibibent ünlüdür.

TERCİ-İ BENT:
*Biçim yönünden terkib-i bente benzer.
*Terkib-bentten farkı vasıta beytinin aynen tekrarlanmasıdır.Bu özelliği ile tüm bentler aynı konudan söz eder.
*Her bent tercihane ve vasıta olmak üzere iki bölümden oluşur.
*Terci-i bent biçimiyle daha çok Allah’ın gücü, evrenin sonsuzluğu, hayatın zorlukları, dünyadan şikayet gibi konular işlenmiştir.
* Yahya Bey, Enderunlu Fazıl, Nesimi, Fuzuli bu türde eser vermiştir.





 


Diğer konular için tıklayın.

YAZIM YANLIŞLARI (KURALLARI)

    YAZIM KURALLARI (YANLIŞLARI) Aşağıdakilerden hangisinde yazım yanlışına yer verilmiştir? ÇÖZÜM:   Tek bir soru kalıbıyla yüzlerce maddeden oluşan, kurallar silsilesi sorulmaktadır. Sözcüklerin büyük ,küçük yazılması;birleşik ya da ayrı yazılması ;ses olayları gibi pek çok şey yazım yanlışı vardır/yoktur ,soru kalıbları ile sorulur. *Ses Bilgisiyle İlgili Yazım Yanlışları: 1.Ünlünün düşürülmesi gereken yerde düşürülmemesi yazım yanlışıdır . (İki heceli sözcüklerde ve birleşik fiillerde  aranır.) Şe hiri iyi bilen biriyle gezmeyi fi kir edecek kadar akıllıydı.                                    O gece ka rın ı çok ağrımış ,ağrısı hafifleyince haline şü kür eder.                       ...

Nesne Yüklem İlişkisi

  NESNE YÜKLEM İLİŞKİSİ BAKIMINDAN                                   CÜMLELER Aşağıdakilerin hangisinde eylem nesne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?   Bu soru kalıbını çözmek için önce nesnenin ne olduğunu bilmek gerekir. Nesne nedir?:    * Nesne yapılan işten etkilenen herhangi bir şeydir. * Yükleme sorulan " Ne, Neyi, Kimi" sorularına cevap veren ögelerdir. Kısa yol: * Fiilin başına " ONU " getirildiğinde fiil anlamlı olursa nesne alabilir demektir. (Onu) satmış. (Anlamlı, nesne almış.) Kitaplığındaki bazı kitapları yok pahasına satmıştı.  (  Neyi satmış?) Kitaplığındaki bazı kitapları (işten etkilenen) UNUTMA: Nesne, sadece cansız varlık değildir; insan da işten etkilenen olduğunda nesne olarak isimlendirilir.   * Kim ve kimi soruları insanı buldurmak için söylenir. Yalının sahibini hastaneye kaldırıldılar.  Kimi hastan...

Yazım Yanlışları Uygulama

    1.    İkide bir çocukca sorular sorması canımızı sıkmışdı. 2.   Burağ’ın fikirini savunan bir kaç kişi kalmıştı.  3.    1943'de İstanbul da   doğmuş fakat fikirleri anadoludan beslenmiştir. 4.    Seni gördümmü annemin konuk severliğini hatırlıyorum. 5.   Paris’de büyükelçilik yapmış,kötülük nedir de bilmiyen biriydi. 6.   Bende göğüsümü üşüttüm dün gece . 7.   Toprakda binlerce organizma yaşarki toprakda verim sağlanır. 8.   Sabahtan beri omuzum ağrıyor kimse bana yardımetmiyor. 9.   insanın bilinç altını dolduran bir takım olaylar olur. 10.     Hiç birimiz Zeynebi görmedikte görmekde istemedik.   Aşağıdaki cümlelerdeki   yazım yanlışlarını bulalım. 1.     Türkler, müslümanlığı 10. yüzyılda kabuletti.   2.     Bu bitkiye iç Anadolu’da klavuzlar yardımıyla ulaşa bildik.   3.    Odaya  Güneş girmiyorsa  ora...

Noktalama İşaretleri

    NOKTALAMA SORULARI NASIL ÇÖZÜLÜR? Özellikle, çok sorulan paragraf tipi soruları çözerken dikkat edilmesi gereken üç temel kural vardır. I.KURAL:   Nokta, soru işareti, ünlemden sonra mutlaka büyük harfle başlar. Beni gerçekten gördü mü (    ) yalan mı söylüyor(    ) bilmiyorum( ) (?) (?) şıkkı cevap olmaz. Soru anlamı taşımış olmasına rağmen, boşluğa soru işareti gelmez. Küçük harf geliyorsa virgül atılarak cümleye devam edilir. II:KURAL: Virgül, noktalı virgül den sonra- özel isim yoksa -mutlaka küçük harfle başlar. Sülalade akıllı (   ) işten anlayan (   ) mantıklı düşünen tek kişiydi. Hacı Kalfa (  ) kendini çok iyi yetiştirmişti (   ) birçok önemli eser vermiş bir bilim adamıdır III:KURAL: İki nokta, üç noktadan sonra duruma göre bazen büyük, bazen de küçük başlar. * İki noktadan sonra açıklama yapılıyorsa büyük, sıralama yapılıyorsa küçük başlar. Sanatçıdan beklenen şudur: Halka gereken kültürel mirası v...

Sınava Nasıl Çalışmalıyım?

      Her gün aynı saatte çalış. İnsanlar için en verimli çalışma saatleri ,sabah  8 ile 12 arası olduğu bilinir. Bu zaman diliminde zihin daha aktiftir.  Kişisel farklılıklar ve çevre etkisi ya da ev düzenine bağlı olarak bu saatler değişebilir. Önemli olan her gün aynı saatte çalışabilmektir.Az da olsa devamlı yapılan çalışma başarı getirir.  Çalışmayı tam bir alışkanlık haline getirmek için sabretmek gerekir.     Küçük yaşta ilim öğrenmek için evinden ayrılan bir öğrenci kendini yetersiz hissetmiş ve eve dönmek için yola koyulmuş. Yolda sıcaktan korunmak için bir mağaraya sığınmış. Mağaranın tavanından damlayan suyun taşı oyduğunu fark etmiş. Benim kafam taştan da sert değil ya demiş ve medreseye dönmüş. Dönemin önemli âlimlerinden biri olmayı başarmış. Unutma ki taşı delen suyun sertliği değil, devamlılığıdır . Çalışmayı zincir olarak düşün, her günün bir halka olduğunu ve kopmaması gerektiğini bil . Başlayan bir alışkanlığa, ...

Fiilimsiler (Eylemsiler)

Aşağıdakilerden hangisinde fiilimsiye / eylemsiye yer verilmiştir? Bu soru kalıbında ilk olarak fiilimsi nedir, nasıl bulunur, sorularına cevap bulmak gerekir. FİİLİMSİ NEDİR?: *Fiile benzeyen fakat fiil olmayan  (isim,sıfat ya da zarf olan) sözcüklerdir. *Görünüşü fiil benzediği için pek çok  öğrenci fiilimsileri, fiil sanır.       Üşümek      (isim)    Üşüye n      (sıfat)    Üşüterek    (zarf)  Örnekteki sözcükler fiil gibi görünse de fiil  değil fiilimsiler. FİİLİMSİ NASIL BULUNUR? I.KURAL:  Kökü ya da gövdesi fiil olan  sözcükler fiilimsi olabileceği için ilk  şart kökü fiil olan sözcükler  seçilmesidir. Halasının oğlunun diğer çocuklardan  farklı  yönleri vardı. Yukardaki cümlede   fiil köküne sahip  sözcük yok, tüm kökler isim kökü  olduğuna göre   fiilimsi de yok. II.KURAL: Fiilin aldığı e...

SÖZCÜKTE YAPI (KÖK BİLGİSİ)

     KÖK VE KÖKÜN TÜRÜ                                              Aşağıdakilerden hangisinin kökü, sözcük türü bakımından diğerlerinden farklıdır? Bu kalıpta iki bilgi sorgulanmaktadır :                       1 .Sözcüğün kökü nasıl bulunur?   2. Kökün türü nasıl belirlenir? Soruya sözcüğün kökünü belirlemekle başlayalım. A.KöK NASIL BULUNUR? I.AŞAMA:   Sözcüğün anlamlı en küçük parçası bulunur. ilgisizlik -anlamlı en küçük parça – il               Anlatım anlamlı en küçük parça – an   Peki ama bu kökler doğru mu?? II.AŞAMA : Bulunan kökle sözcüğün son hali arasında anlam ilişkisi olup olmadığına bakılır.  Anlam ilişkisi varsa kök doğru bulunmuştur, anlam ilişkisi yoksa kök yanlış bulunmuştur. Yuk...

CÜMLENİN ÖGELERİ

      Ögeler  Nasıl Ayrılır? *Her cümle bir iş ya da bir durumu anlatır. *Cümledeki iş ya da durum yüklem  dir. *Cümlede söz edilen işi yapan,   özne   dir. *Cümlede söz edilen işten etkilenen nesne   dir. *Cümlede işin mekanı dolaylı tümleç (yer tamlayıcısı)  dır. *Cümlede işin nasıl, ne zaman, ne kadar olduğunu anlatan zarf tümleci   dir. ÖGE AYIRT EDERKEN NELERE DİKKAT EDİLİR? I. Cümlede ilk yüklem bulunur. *Yüklem doğru bulunmazsa diğer ögeler doğru bulunamaz. *Diğer tüm ögeler yükleme sorulan sorulara, verilen cevaplarla bulunur. II. Yüklemden sonra özne ,özneden sonra diğer ögeler bulunur. (Böyle sıralanmasının sebebi özne ve belirtisiz nesnenin aynı sorulara cevap vermesidir.Ne ve Kim sorularına verilen ilk cevap özneyi ,   İkinci cevap belirtisiz nesneyi buldurur.) Çocuklar, evde uçurtma yapıyor. Yapıyor (Yüklem) Yapan kim ? Çocuklar   (özne) Ne yapıyor?   Uçurtma   (Belirtisiz Nesne) III...

Şiirde Kafiye ve Redif

    Şiirde Kafiye (Uyak) ve Redif Redif nedir,nasıl bulunur?: *Satır sonlarındaki sözcükler ekine köküne ayrılır. *Yapılan ayrımda yazılışları ve  görevleri  aynı olan eklere redif denilir.  *Ek halinde ve sözcük halinde olmak üzere iki grupta incelenir. Ek Halinde Redif: Ağaçlar hu çeker iniler t aş lar Bülbül, gözlerinden akıtır y aş lar   “ lar ” çoğul ekleri aynı görevde olduğundan    rediftir.  - aş  sesleri iki ses benzerliğine dayandığından tam uyaktır.  Söz ola kese sa vaş ı       Söz ola kestire b aş ı Söz ola ağulu  aş ı Bal ile yağ ede bir söz     -ı harfi üç dizede de belirtme hal eki görevinde kullanıldığı için redif tir.    Sözcük Halinde Redif: *Satır sonunda tekrarlanan aynı anlamda kelimelerin oluşturduğu ses benzerliğine de sözcük halinde redif denilir.     Garibim namıma Kerem  diyorlar Aslı’mı el almış harem  diyorlar Ha...

SES BİLGİSİ

       Ses Bilgisi (Olayları) Kökle ekin ya da ekle ekin birleşmesi sırasında meydana gelen olaylara ses bilgisi denilir.  Ses bilgisi sorularını çözebilmek için sözcükte yapı bilmek gereklidir. Sözcüğün ilk hali bilinirse meydana gelen ses olayı da anlaşılır. Sözcüğün kökü ve köke gelen ekler ayırt edilir. Besliyordu    sözcüğünün ilk hali   besi-le-yor-du    sözcükte ünlü düşmesi ve ünlü daralması vardır. Anlattığı    sözcüğünün ilk hali    anla-t-dık-ı    sözcükte ünsüz sertleşmesi ve ünsüz değişimi vardır. 1.Aşağıdakilerden hangisinin  büyük ünlü uyumuna uymama nedeni diğerlerinden farklıdır? *   Büyük Ünlü Uyumu Nedir?      Büyük ünlü uyumu kalın ünlülerden sonra kalın,ince ünlülerden sonra ince ünlünün gelmesidir.     -a,-ı,-u,-o      Kalın ünlüler       -e,-i,-ü,-ö      İnce ünlüler   Büyük d...