Ana içeriğe atla

Dilin Kullanımından Doğan Türler, Dilin İşlevleri

Dilin Kullanımından Doğan Türler

 Yaşayan diller, eski ana dillerin uzun bir tarihî seyir içinde değişik kollara ayrılmasından oluşmuştur. Ayrı ayrı diller ve akraba diller arasındaki bu farklılaşma yanında aynı dil içinde birtakım dallanmalar da meydana gelebilmektedir. Bir dilin kendi içinde alt kollara ayrılması, o dilin lehçe, şive ve ağızlarını oluşturur. Lehçe, şive ve ağızlar coğrafi ve sosyal etmenler nedeniyle bir dilin ses yapısı, şekil yapısı ve kelime hazinesi bakımından zamanla birbirinden az çok ayrılmış olan kollarıdır. Dilin bazı çevrelerdeki özel kullanımıyla da argo ve jargon oluşur. 


Lehçe:

Bir dilin bilinmeyen, karanlık bir devrinde (metinlerle izlenemeyen dönemlerde) kendisinden ayrılmış olan, çok büyük ayrılıklar gösteren ve farklı bir dil olma yolunu tutan kollarına lehçe denir.  Lehçelerin oluşmasında coğrafi ve kültürel etmenlerin rolü büyüktür. 

*Türk dilinin Çuvaşça ve Yakutça olmak üzere iki lehçesi vardır.

Çuvaşça, Rusya’nın Çuvaşistan Özerk Cumhuriyeti’nde ;Yakutça, Yakutistan Özerk Cumhuriyeti’nde konuşul-maktadır. 

 Şive:

Bir dilin bilinen ( metinlerle izlenebilen )devirlerinde kendisinden ayrılmış olup bazı ses ve yapı ayrılıkları gösteren kollarıdır. Şivelerdeki ses değişimleri yazı diline de yansır. Şivedeki farklılaşma lehçeye göre daha azdır. 

*Azerbaycan Türkçesi, Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Özbek Türkçesi, Tatar Türkçesi, Türkiye Türkçesi Türk dilinin şiveleridir.

Ağız:
 Bir ülke içinde aynı dilin farklı konuşma şekillerine denir. Yörelere göre söyleyiş farklılıkları vardır ama yazılış aynıdır. “Karadeniz ağzı, Ege ağzı…” Türkçenin ağızlarıdır.
*Ne yapıyorsun kardeşim?
*Nörüyon gardaşım?
*Neydirsen gardaş?
*Nabiyon be ya?
Argo:
 Bir sosyal sınıfın, bir meslek grubunun ya da bir topluluğun üyelerinin kullandığı, genel dilin kelimelerine yeni anlamlar yükleyerek ya da yeni kelimeler, deyimler 
katarak oluşturulan özel dil.
◗  Sefil çocuk o gece dedesinden 10 papel araklamıştı. 
Papel: Para
Araklamak: Çalmak

Jargon: 
Grup dili ya da özel dil de denilir. Bir toplumda bireyin içinde bulunduğu sınıfa, yaşa, özellikle mesleğe göre belirlenen dildir. 
Tıp jargonu, ekonomi jargonu, mühendislik jargonu vs. 
◗ Akut miyokardinfartüsü geçiren hastaları hastaneye getiren semptom… (tıp jargonu)
◗ Devalüasyonun en önemli uygulanma sebebi, ekonominin dış ticaret dengesinin açık veriyor oluşudur. (ekonomi jargonu)
Standart Dil:
 Bir ülkedeki ağızlardan biri çeşitli sebeplerden ortak kültür dili durumuna gelir, bu ortak kültür dili zamanla ülkenin standart dili olur. İstanbul Türkçesi bizim 
standart dilimizdir.


Dilin İşlevleri Nelerdir?

Dil, her zaman aynı şekilde ve aynı işlevde kullanılmaz. Dilin işlevi insanın dili kullanma amacına göre değişiklik arz eder.
 Kurguladığı olayları bir öykü ya da bir roman biçiminde yansıtan yazar ile bilimsel araştırmasını makale şeklinde ortaya koyan bir bilim adamı dili aynı işlevde kullanmaz. Çünkü bunların amacı farklıdır. Öykü yazarı kendi kurduğu dünyayı kelimelerin yan, mecaz ve çağrışımsal anlamlarından da yararlanarak öznel bir şekilde aktarır. Bilim adamı ise var olan gerçekliği değiştirmeden kelimelerin daha çok gerçek anlamlarından yararlanarak bilimsel bir üslupla aktarır. Dolayısıyla bu iki anlatımda dil farklı işlevlerde kullanılır. 
 
Göndergesel İşlev:
Dilin, iletiyi olduğu gibi ifade ederken kazandığı işlevdir.Sözcükler temel anlamında kullanılırlar. Bu işlevde iletinin düzenlenme amacı bilgi vermektir. 
Örneğin “Hava sıcaklıkları önümüzdeki günlerde düşecek.”, “Nedim, divan şiirinin önemli temsilcilerindendir.” gibi cümlelerde dil, göndergesel işleviyle kullanılmıştır.

Bu işlev ,ders kitaplarında, bilimsel yazılarda, kısa not ve özetlerde, makale, deneme, fıkra, biyografi, anı, gezi yazısı gibi öğretici metinlerde karşımıza çıkar.

Heyecana Bağlı İşlev:

Bu işlevde çoğunlukla duygular, heyecanlar, korkular, sevinç ve üzüntüler dile getirilir.Dilin heyecana bağlı işlevinde öznellik hakimdir.
Öznel betimlemelerin ve anlatıların, lirik şiirlerin dilidir.
Ünlem cümlelerinin tamamında heyecana bağlı işlev kullanılır.
Örnek:
Yazık, sana acıyorum!
Sakın bir daha buraya gelme!
Ah canım! Korktun mu benden?

Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi:
İletinin; alıcıyı harekete geçirmek, alıcıda davranış değişikliği oluşturmak için düzenlendiği durumlarda dilin kazandığı işlevdir. 
 
“Lütfen cep telefonlarınızı kapatın!”
"Bana da su getirir misin?"
Kapıyı kapat!
Lütfen lambaları açık bırakmayınız!
Emir, rica, istek cümlelerinde dil, alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanılır.
Kanalı Kontrol İşlevi:
Dilin, kanalın iletiyi aktarmaya uygun olup olmadığını kontrol etmek için kullanıldığında kazandığı işlevdir. Örneğin “Sesimi duyuyor musun?”, “Yazdıklarımı okuyabiliyor musunuz?” gibi cümlelerde dil, kanalı kontrol işleviyle kullanılmıştır.
Bu işlev daha çok soru cümleleriyle karşımıza çıkar. 

Uyudun mu?
Beni anladınız değil mi?
Alo,sesim geliyor mu ?
Dil ötesi işlev:
 
Dilin; dil bilgisi kurallarını açıklamak, dille ilgili bilgi vermek amacıyla kullanıldığında kazandığı işlevdir.

 “Fiiller; iş, oluş, hareket bildiren sözcüklerdir.”,
 “Bazı kısaltmaların sonuna nokta konur.” 
   "İsme sorulan sorulara sıfat cevap verir."

Dilin dil ötesi işlevinde iletiler; dili açıklamak, dille ilgili bilgi vermek için düzenlenir.
 

Şiirsel (Sanatsal)İşlev:
Dilin, bir anlam aktarmaktan çok çağrışım uyandırırken kazandığı işlevdir. İmgeye (hayale)  ve kurmacaya dayalı metinlerde daha çok dilin şiirsel işlevinden yararlanılır. Şiirsel metinler, kendinden başka bir şeyi ifade etmeye ihtiyaç duymaz, bir şiir sadece şiir olduğu için önemli ve anlamlıdır yani şiirin gerçeği, şiirin kendisidir.

Dilin şiirsel işleviyle kullanıldığı metinlerde gönderici, alıcıda hissettirmek istediği etkileri uyandırmak için dili istediği gibi kullanır yani kendi özgün üslûbunu oluşturmak için bir anlamda dili yeniden yaratır. Bu işlevde gönderici; edebî sanatlardan, karşılaştırmalardan, çağrışım gücü yüksek sözcüklerden yararlanarak imgeler oluşturur, sözcükleri daha çok yan ve mecaz anlamlarda kullanır. Şiir, roman, hikâye, destan, masal gibi edebî metinlerde dil şiirsel işlevde kullanılır.

Örnek:
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.

 

Diğer konular için tıklayın.

YAZIM YANLIŞLARI (KURALLARI)

    YAZIM KURALLARI (YANLIŞLARI) Aşağıdakilerden hangisinde yazım yanlışına yer verilmiştir? ÇÖZÜM:   Tek bir soru kalıbıyla yüzlerce maddeden oluşan, kurallar silsilesi sorulmaktadır. Sözcüklerin büyük ,küçük yazılması;birleşik ya da ayrı yazılması ;ses olayları gibi pek çok şey yazım yanlışı vardır/yoktur ,soru kalıbları ile sorulur. *Ses Bilgisiyle İlgili Yazım Yanlışları: 1.Ünlünün düşürülmesi gereken yerde düşürülmemesi yazım yanlışıdır . (İki heceli sözcüklerde ve birleşik fiillerde  aranır.) Şe hiri iyi bilen biriyle gezmeyi fi kir edecek kadar akıllıydı.                                    O gece ka rın ı çok ağrımış ,ağrısı hafifleyince haline şü kür eder.                       ...

Nesne Yüklem İlişkisi

  NESNE YÜKLEM İLİŞKİSİ BAKIMINDAN                                   CÜMLELER Aşağıdakilerin hangisinde eylem nesne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır?   Bu soru kalıbını çözmek için önce nesnenin ne olduğunu bilmek gerekir. Nesne nedir?:    * Nesne yapılan işten etkilenen herhangi bir şeydir. * Yükleme sorulan " Ne, Neyi, Kimi" sorularına cevap veren ögelerdir. Kısa yol: * Fiilin başına " ONU " getirildiğinde fiil anlamlı olursa nesne alabilir demektir. (Onu) satmış. (Anlamlı, nesne almış.) Kitaplığındaki bazı kitapları yok pahasına satmıştı.  (  Neyi satmış?) Kitaplığındaki bazı kitapları (işten etkilenen) UNUTMA: Nesne, sadece cansız varlık değildir; insan da işten etkilenen olduğunda nesne olarak isimlendirilir.   * Kim ve kimi soruları insanı buldurmak için söylenir. Yalının sahibini hastaneye kaldırıldılar.  Kimi hastan...

Yazım Yanlışları Uygulama

    1.    İkide bir çocukca sorular sorması canımızı sıkmışdı. 2.   Burağ’ın fikirini savunan bir kaç kişi kalmıştı.  3.    1943'de İstanbul da   doğmuş fakat fikirleri anadoludan beslenmiştir. 4.    Seni gördümmü annemin konuk severliğini hatırlıyorum. 5.   Paris’de büyükelçilik yapmış,kötülük nedir de bilmiyen biriydi. 6.   Bende göğüsümü üşüttüm dün gece . 7.   Toprakda binlerce organizma yaşarki toprakda verim sağlanır. 8.   Sabahtan beri omuzum ağrıyor kimse bana yardımetmiyor. 9.   insanın bilinç altını dolduran bir takım olaylar olur. 10.     Hiç birimiz Zeynebi görmedikte görmekde istemedik.   Aşağıdaki cümlelerdeki   yazım yanlışlarını bulalım. 1.     Türkler, müslümanlığı 10. yüzyılda kabuletti.   2.     Bu bitkiye iç Anadolu’da klavuzlar yardımıyla ulaşa bildik.   3.    Odaya  Güneş girmiyorsa  ora...

Sınava Nasıl Çalışmalıyım?

      Her gün aynı saatte çalış. İnsanlar için en verimli çalışma saatleri ,sabah  8 ile 12 arası olduğu bilinir. Bu zaman diliminde zihin daha aktiftir.  Kişisel farklılıklar ve çevre etkisi ya da ev düzenine bağlı olarak bu saatler değişebilir. Önemli olan her gün aynı saatte çalışabilmektir.Az da olsa devamlı yapılan çalışma başarı getirir.  Çalışmayı tam bir alışkanlık haline getirmek için sabretmek gerekir.     Küçük yaşta ilim öğrenmek için evinden ayrılan bir öğrenci kendini yetersiz hissetmiş ve eve dönmek için yola koyulmuş. Yolda sıcaktan korunmak için bir mağaraya sığınmış. Mağaranın tavanından damlayan suyun taşı oyduğunu fark etmiş. Benim kafam taştan da sert değil ya demiş ve medreseye dönmüş. Dönemin önemli âlimlerinden biri olmayı başarmış. Unutma ki taşı delen suyun sertliği değil, devamlılığıdır . Çalışmayı zincir olarak düşün, her günün bir halka olduğunu ve kopmaması gerektiğini bil . Başlayan bir alışkanlığa, ...

Noktalama İşaretleri

    NOKTALAMA SORULARI NASIL ÇÖZÜLÜR? Özellikle, çok sorulan paragraf tipi soruları çözerken dikkat edilmesi gereken üç temel kural vardır. I.KURAL:   Nokta, soru işareti, ünlemden sonra mutlaka büyük harfle başlar. Beni gerçekten gördü mü (    ) yalan mı söylüyor(    ) bilmiyorum( ) (?) (?) şıkkı cevap olmaz. Soru anlamı taşımış olmasına rağmen, boşluğa soru işareti gelmez. Küçük harf geliyorsa virgül atılarak cümleye devam edilir. II:KURAL: Virgül, noktalı virgül den sonra- özel isim yoksa -mutlaka küçük harfle başlar. Sülalade akıllı (   ) işten anlayan (   ) mantıklı düşünen tek kişiydi. Hacı Kalfa (  ) kendini çok iyi yetiştirmişti (   ) birçok önemli eser vermiş bir bilim adamıdır III:KURAL: İki nokta, üç noktadan sonra duruma göre bazen büyük, bazen de küçük başlar. * İki noktadan sonra açıklama yapılıyorsa büyük, sıralama yapılıyorsa küçük başlar. Sanatçıdan beklenen şudur: Halka gereken kültürel mirası v...

Fiilimsiler (Eylemsiler)

Aşağıdakilerden hangisinde fiilimsiye / eylemsiye yer verilmiştir? Bu soru kalıbında ilk olarak fiilimsi nedir, nasıl bulunur, sorularına cevap bulmak gerekir. FİİLİMSİ NEDİR?: *Fiile benzeyen fakat fiil olmayan  (isim,sıfat ya da zarf olan) sözcüklerdir. *Görünüşü fiil benzediği için pek çok  öğrenci fiilimsileri, fiil sanır.       Üşümek      (isim)    Üşüye n      (sıfat)    Üşüterek    (zarf)  Örnekteki sözcükler fiil gibi görünse de fiil  değil fiilimsiler. FİİLİMSİ NASIL BULUNUR? I.KURAL:  Kökü ya da gövdesi fiil olan  sözcükler fiilimsi olabileceği için ilk  şart kökü fiil olan sözcükler  seçilmesidir. Halasının oğlunun diğer çocuklardan  farklı  yönleri vardı. Yukardaki cümlede   fiil köküne sahip  sözcük yok, tüm kökler isim kökü  olduğuna göre   fiilimsi de yok. II.KURAL: Fiilin aldığı e...

SÖZCÜKTE YAPI (KÖK BİLGİSİ)

       KÖK VE KÖKÜN TÜRÜ                                              Aşağıdakilerden hangisinin kökü, sözcük türü bakımından diğerlerinden farklıdır? Bu kalıpta iki bilgi sorgulanmaktadır :                       1 .Sözcüğün kökü nasıl bulunur?   2. Kökün türü nasıl belirlenir? Soruya sözcüğün kökünü belirlemekle başlayalım.   A.KöK NASIL BULUNUR? I.AŞAMA:   Sözcüğün anlamlı en küçük parçası bulunur. ilgisizlik -anlamlı en küçük parça – il               Anlatım anlamlı en küçük parça – an   Peki ama bu kökler doğru mu?? II.AŞAMA : Bulunan kökle sözcüğün son hali arasında anlam ilişkisi olup olmadığına bakılır.  Anlam ilişkisi varsa kök doğru bulunmuştur, anlam ilişkisi yoksa kök yanlış bu...

CÜMLENİN ÖGELERİ

      Ögeler  Nasıl Ayrılır? *Her cümle bir iş ya da bir durumu anlatır. *Cümledeki iş ya da durum yüklem  dir. *Cümlede söz edilen işi yapan,   özne   dir. *Cümlede söz edilen işten etkilenen nesne   dir. *Cümlede işin mekanı dolaylı tümleç (yer tamlayıcısı)  dır. *Cümlede işin nasıl, ne zaman, ne kadar olduğunu anlatan zarf tümleci   dir. ÖGE AYIRT EDERKEN NELERE DİKKAT EDİLİR? I. Cümlede ilk yüklem bulunur. *Yüklem doğru bulunmazsa diğer ögeler doğru bulunamaz. *Diğer tüm ögeler yükleme sorulan sorulara, verilen cevaplarla bulunur. II. Yüklemden sonra özne ,özneden sonra diğer ögeler bulunur. (Böyle sıralanmasının sebebi özne ve belirtisiz nesnenin aynı sorulara cevap vermesidir.Ne ve Kim sorularına verilen ilk cevap özneyi ,   İkinci cevap belirtisiz nesneyi buldurur.) Çocuklar, evde uçurtma yapıyor. Yapıyor (Yüklem) Yapan kim ? Çocuklar   (özne) Ne yapıyor?   Uçurtma   (Belirtisiz Nesne) III...

Şiirde Kafiye ve Redif

    Şiirde Kafiye (Uyak) ve Redif Redif nedir,nasıl bulunur?: *Satır sonlarındaki sözcükler ekine köküne ayrılır. *Yapılan ayrımda yazılışları ve  görevleri  aynı olan eklere redif denilir.  *Ek halinde ve sözcük halinde olmak üzere iki grupta incelenir. Ek Halinde Redif: Ağaçlar hu çeker iniler t aş lar Bülbül, gözlerinden akıtır y aş lar   “ lar ” çoğul ekleri aynı görevde olduğundan    rediftir.  - aş  sesleri iki ses benzerliğine dayandığından tam uyaktır.  Söz ola kese sa vaş ı       Söz ola kestire b aş ı Söz ola ağulu  aş ı Bal ile yağ ede bir söz     -ı harfi üç dizede de belirtme hal eki görevinde kullanıldığı için redif tir.    Sözcük Halinde Redif: *Satır sonunda tekrarlanan aynı anlamda kelimelerin oluşturduğu ses benzerliğine de sözcük halinde redif denilir.     Garibim namıma Kerem  diyorlar Aslı’mı el almış harem  diyorlar Ha...

SES BİLGİSİ

       Ses Bilgisi (Olayları) Kökle ekin ya da ekle ekin birleşmesi sırasında meydana gelen olaylara ses bilgisi denilir.  Ses bilgisi sorularını çözebilmek için sözcükte yapı bilmek gereklidir. Sözcüğün ilk hali bilinirse meydana gelen ses olayı da anlaşılır. Sözcüğün kökü ve köke gelen ekler ayırt edilir. Besliyordu    sözcüğünün ilk hali   besi-le-yor-du    sözcükte ünlü düşmesi ve ünlü daralması vardır. Anlattığı    sözcüğünün ilk hali    anla-t-dık-ı    sözcükte ünsüz sertleşmesi ve ünsüz değişimi vardır. 1.Aşağıdakilerden hangisinin  büyük ünlü uyumuna uymama nedeni diğerlerinden farklıdır? *   Büyük Ünlü Uyumu Nedir?      Büyük ünlü uyumu kalın ünlülerden sonra kalın,ince ünlülerden sonra ince ünlünün gelmesidir.     -a,-ı,-u,-o      Kalın ünlüler       -e,-i,-ü,-ö      İnce ünlüler   Büyük d...