Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yazım Yanlışları Uygulaması

  YAZIM KURALLARI UYGULAMA SINAVI Cümlelerde bulunan yazım yanlışlarının altını çizip sayısını verilen boşluğa yazın. *  Artarda yaşadığımız sıkıntılar, doğruyla yalnışı ayırtetmemizi sağladı.   (.......) * Leyla İle Mecnun, Türk edebiyatın da en çok işlenen anlatılardandır.(.....)   *O ana kadar akılına getirmedi, sabır etti; ama daha fazla dayanamadı .   (........) *Kültigin anıtı, uçsuz bucaksız Orhun vadisi’nin orta yerinde ziyaretçilerini bekler. (.....) *Neden ölçümler, hava koşullarına bağlı olarak değişgenlik göster miyormuş?(.....) * Azim etti; karşılaşdığı bütün engelleri yenerek amacına ulaşdı. (......) *Böylesine güzelliği alamıyarak bana hayatı zehir etti.(......) * Nasıl olduda beni hatırlıyamadı bir türlü anlayamadım. (....) *O kadar çok çalıştıki havanın karardığını farketmedi. (.....) *XII. uluslararası dünya dili Türkçe Sempozyumu bu yıl Ankarada yapılacak (.....) * Bu gün sinemaya gidelim, yarında size geliriz.(.....) * Yarın ki toplantıy...

Edebi Akımlar

  Klasisizm: ·          XVI.yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkmış bir edebî akımdır. ·          Eski Yunan ve Latin kaynakları örnek alınmıştır. ·          Klasisizmde sanattaki kural ve ilkelere sıkı sıkıya bağlılık esastır. ·          Akıl, sağduyu ve ahlak ilkelerine büyük önem verilir. ·          Kişisel duygu ve eğilimler değil insanın değişmeyen özellikleri yansıtılır. ·          Konular tarihten ve mitolojiden alınır. ·          Kahramanlar soylulardan seçilir. ·          Dil ve anlatımda mükemmellik amaçlanır; açıklık, yalınlık, duruluk önemsenir. ·          Kaba ve çirkin sözlere yer ...

Sözcükte Yapı Uygulaması

  Nesneler üzerinde düşünmek kolaydır. Bir ekmek ile ilgili cümleleri kurmakta insan zorlanmaz . Ama kalbe, ruha, akla, zihne, tasarıma , hayal etmeye, psikolojiye, sanat, felsefe ve estetik konularına vâkıf olmak kolay değildir. Bu alanlarda fikir yürütmek , imajlar ve cümleler üretmek dilin en zor alanıdır. Ruhsal olayları sıfatlarla biçimlendirmek çok zordur. Bu yüzden felsefi şiir ve felsefi roman çok azdır . Çünkü felsefe yapacak zekâ ve dil olmadıkça şiir de olmaz. Felsefi roman en az yazılan romandır çünkü zihnin fil dişi kulesindeki bahislerde roman yazması zordur. Paragrafta geçen altı çizili kelimelerin köklerinin sözcük türlerini karşılarındaki boşluğa yazın. Üzerinde: Ekmek: İlgili: Zorlanmaz: Tasarıma: Konularına: Alanlarda: Üretmek: Zor: Olayları: Biçimlendirmek: Yüzden: Azdır: Yapacak: Dil: Yazılan: Zihnin: Sürücülerin özellikle gün doğumunda ve gün batımı nda güneş ışığından etkilenmemek için kullan...

Sınavı Kimler Kazanamaz?

Erteleyenler (Tembeller) Tembellik herkesin karakterine göre farklı bir özellik gösterir. Bazılarında mazeret üretme ve ürettiği mazeretlere sığınma şekilde ortaya çıkar. Tembel; çalışmamak için basit meseleri abartır, bahanelerini fazlasıyla önemser, bazen de yalana başvurarak çalışmayı erteler .    Unutmayın erteleme , tembelin en önemli sermayedir.      Bu tip bahaneciler, çalışmanın gerekliliğini herkes kadar bilir. Bahaneci sadece şimdi çalışmayacaktır ama başka zaman mutlaka çalışacaktır. Ama o çalışmanın zamanı hiçbir şekilde gelmeyecektir. Çözülmemiş testler, bitmemiş konular , daha sonra okunmak için ayrılmış kitaplar vs... Çalışmak dışındaki her şey tembel için çok çekicidir: bilgisayar oyunları, sosyal medya, video uygulamaları, film izleme, arkadaşlarla vakit geçirmek gibi kısa vadede keyifli işleri çalışmaya tercih etmek hiç de zor değildir. Uzun vadede bunların faydası olmadığını hatta zararlı olduğunu da bilir.Fakat anı güzel yaşama...

12.Sınıflara Sorular

Bu dönemin sanatçıları şiirde kelimeleri değiştirmek, yeni kelimeler uydurmak gibi farklı uygulamalara gitmişler. Soyut, kapalı, zor bir şiir anlayışı ortaya koymuşlar.Sürrealizm ve Dadaizm akımlarından etkilenmişler. 1.Sözü edilen şiir anlayışına dahil olmayan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? A .Cemal Süreya       B. Turgut Uyar         C. Sezai Karakoç D. Hüseyin Atlansoy                 E. Ece Ayhan 2.Aşağıdaki dizelerin hangisinde redif yoktur? A.Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli     Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli B.Hayır bu hal uzun süremez,sen yakındasın      Hala dağılmayan bu sisin arkasındasın C.Birden kapandı birbiri ardınca perdeler     Kandilli ,Göksu ,Kanlıca ,İstinye nerdeler D.Dolanır hüznün sokaklarında bir teselli     Dolanır alnımda bir gizli dost eli   E.Dünyanın ufku gözlere gittikçe tar olur ...

Fecri Ati

23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet ’in ilân edilmesiyle basında da bir patlama olur. Önemli ortak tek vasıfları II. Abdülhamid’ in şahsını, devrini, rejimini kötülemek ve ona hakaret etmek olan, çoğu asgarî sanat ve edebiyat zevkinden mahrum bir yığın şiir, tiyatro, roman ve hikâye bu dönemin edebî mahsullerini teşkil eder. Fecr-i Âtî topluluğu, sanat ve edebiyattaki bu seviyesizliğe karşı tepkilerin bir araya getirdiği edebiyatçıların ortak hareketinden doğmuştur. " Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek " prensibinden hareketle yola çıkmışlardır. Servet-i Fünûn’da (24 Şubat 1910) ve aynı tarihli Tanin gazetesinde “ Fecr-i Âtî Encümen-i Edebîsi Beyannâmesi” başlığı ile çıkan bu uzunca yazıda topluluğun prensipleri açıklanmıştır.    Fecr-i Âti Topluluğun Genel Özellikleri  * Edebiyatımızda bildiri yayımlayan ilk edebi topluluktur. (O dönemde bildirdi yayımlamak özellikle Fransız edebiyatında çok modaydı.) * “ Sanat şahsi ve muhteremdir.” ifades...

Zaman Kullanımı

Eskilerin kullandığı çok güzel bir ifade var: " İsraf eden, iflas eder. " Bugünün insanlarının ve de öğrencilerinin en büyük problemi israf edilen zaman . Peki ya zamanı nasıl verimli kullanırız? 1.Önceliklerimizi tespit edelim.  Hani hep anlatılır ya hoca kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarır.  Yumruk büyüklüğünde taşları kavanoza yerleştirmeye başlar. Kavanoz taşla dolunca öğrencilerine döner ve "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar. Öğrenciler hep bir ağızdan "Doldu" diye cevaplarlar. Hoca kürsünün altına eğilerek içinde daha küçük taşların olduğu bir kova çıkarır. Bu taşları kavanoza döker. Sonra kavanozu sallayarak taşların arasına yerleşmesini sağlar. Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar. Burdaki en önemli şey hayatımızdaki büyük taşların ne olduğunu belirlemektir . Sizin için büyük taşlar ne? Sosyal medya mı, sınava hazırlık mı, bilgisayar oyunları mı, spor mu, arkadaşlarını...

Yapıya Dayalı Anlatım Bozukluğu

*İki yargıyı aynı ögeye bağlamak her zaman doğru olmayabilir.  Bunu şu şekilde somutlaştıralım: Bir kedi yavrusu ve tavşan yavrusunu birlikte beslemek isteyen birini düşünelim. Kutuya sadece marul atmakla hayvanları beslemiş olur mu? İki farklı ihtiyaca sahip hayvanı, aynı gıdayla beslemek gibi iki farklı yüklemi tek bir ögeye bağlamakta yanlış olur. Öge Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları   *Öge eksikliği tek yüklemli cümlelerde aranmaz.    *İki yüklemli  sıralı  veya  bağlı  cümlelerde ya da içinde fiilimsi barındıran  birleşik  cümlelerde aranır.  İhtiyaca göre gıda gibi ihtiyaca göre  öge belirlemek gerekir. Teyzesini gerçekten çok özlüyor, mektuplar yazıp hasretini anlatıyordu.  Kimi özlüyor?  Kime hasretini anlatıyordu? Teyzesini özlüyor ,  teyzesini hasretini anlatıyordu. şeklinde iki yüklem aynı nesneye bağlanmış. Oysa ikinci cümlenin nesneye değil dolaylı tümlece ihtiyacı var. Teyz...